Orçun OKUL
08-01-2023
Blog
"Tang" hanedanlığından beri (618-906) "penjing"lere ait olan bu sanat, Çin kültürüne geçmiştir. Resimlerden ve şiirlerden anladığımız üzere bu sanatla uzun bir süre zenginler ve elit tabakadan gelenler uğraşmıştır. "Zen" kültürünün yanı sıra bu zamanın insanı, doğayı bonsai şekillendirmesiyle etkiledi: Basit şekillerin şereflendirilmesi, varlığın anlam kazanması ve doğal harmoninin biati bonsai kültürünün bugüne kadar gelen esaslarıdır. Şekillendirmenin Çin'deki daha sonra da Japonya'daki hedefi; ağaçların güzelliklerini ve zarafetini koruyarak Bonsai şekliyle mümkün olduğunca doğadaki ağaçların şekil ve formlarına benzeterek şekil vermektir.”
"Tang" hanedanlığından beri (618-906) "penjing"lere ait olan bu sanat, Çin kültürüne geçmiştir. Resimlerden ve şiirlerden anladığımız üzere bu sanatla uzun bir süre zenginler ve elit tabakadan gelenler uğraşmıştır. "Zen" kültürünün yanı sıra bu zamanın insanı, doğayı bonsai şekillendirmesiyle etkiledi: Basit şekillerin şereflendirilmesi, varlığın anlam kazanması ve doğal harmoninin biati bonsai kültürünün bugüne kadar gelen esaslarıdır. Şekillendirmenin Çin'deki daha sonra da Japonya'daki hedefi; ağaçların güzelliklerini ve zarafetini koruyarak Bonsai şekliyle mümkün olduğunca doğadaki ağaçların şekil ve formlarına benzeterek şekil vermektir.
Bonsai nedir?
BON-SAİ, Japoncada kelime anlamı olarak (bon)saksı ya da kap (sai) ise ağaç anlamını taşır. Bonsai bilinen anlamda özel bir tohumdan ya da özel bir bitkiden elde edilen minyatür ağaçlar değildir. Bonsai odunsu gövdeye sahip çok yılık ağaç ve ağacıkların belirli bir disiplin içinde yapay yolar ile minyatürleştirilmesi sanatıdır. Doğada toprağa düşen bir tohum içinde bulunduğu ortamın doğal şartlarına adapte olarak yaşam savaşı verir. Bu şartların başında yeterli derecede köklerini yayabileceği ve içinde yeterli derecede besin ve organizmaların yer aldığı ana unsur olan toprak başta gelir. Bunu yaşamın en önemli kaynağı olan su takip eder. Daha sonra uygun bir hava akımı ve stabil bir yaşam ortamı. Bu hayati unsurlar uygun yapıda olduğunda ağaçlar yıllar boyu sağlıklı bir şekilde yaşarlar. Fakat bu uygun koşullar birtakım doğal sebeplerden dolayı azaldığında ya da eksildiğinde ağaç yaşamak için birtakım önlemler alır.
Rüzgâr ile sarsılan ve açığa çıkan kökler ve kırılan dallar, birtakım aşındırıcı unsurlar ağacın genç yaşlarda bodur ve cılız kalmasını sağlar. Bu genç fidan zaman içinde diğer ağaçlardan farklı bir şekilde yaşama ayak uydurma çabasıyla devamlığını sağlamaya çalışır. Aradan geçen zaman 150 belki 300 yıl olsa da o 60 cm yüksekliğinde ve bu çetin şartlara göğüs gererek doğal bir minyatürleşmeye gider. Doğadaki gerçek bonsai işte bu ağaçlardır. Lakin bu doğal olguyu izleyen ve keşfeden insanoğlu bu doğal şartların aynısını suni olarak uygulayarak daha kısa bir süreçte ve kendi anlam ve estetik düşüncesinde minyatür ağaçlar elde ederek doğanın bu güzelliğini bahçesine ya da evine taşımış olur. Bu suni uygulamaların başında ağacın içinde bulunduğu kısıtlı oranda toprağı barındıran sığ bir saksı gelir.
Budama ile sürekli olarak yükseklik kontrol edilir iken ağacın doğal yön değiştirmede ışığa ve suya yönelimindeki etki için dalları tellenerek dalları istenilen şekil ve formda kalması sağlanır. Her ağaç için faklı bir uygulama olan yapraksızlaştırma yöntemi ile gerçek boyuttaki yaprak boyutu minyatürize edilir. Lakin ağacın meyve ve çiçekleri asla minyatürleşemez ve orijinal boyutlarında kalır. Bonsai bir anlamda genç bir fidanda yaşlı bir ağaç görünümü yaratmanın sanatsal uygulamasıdır.
Bu uygulamalar o kadar çok estetik ve etkili bir çalışma ile yapılır ki bir süre sonra sanata gönül veren gruplar Bonsaiyi bir sanat dalı olarak kabul etmiş ve diğer tüm sanat dalarından ayıran özeliği üzerinde durmaya başlayarak bonsai gerçek değerini de ortaya koymuşlardır. Bonsai plastik sanat dalları arasın tek yaşayan sanat eseridir. Ağacın yaşam süresi boyunca asla tamamlanmayan ve her geçen yılarda farklı değişimler geçiren sürekliliği olan bir canlı heykeldir. Bu yüzden 100 yılın üzerinde özel çalışmalar ile görsel bakımdan mükemmele kavuşmuş ağaçlar inanılmaz değer maddi ve manevi değer taşır. Bu değer o kadar büyüktür ki Japonlara özgü Budist düşüncelerin estetik bir çerçevesi olan bu sanat dalı Avrupa’da bir asırda bir gerçekleşen müzayede ile maddi açıdan çok büyük değere sahiptir.
Çoğu Avrupa’daki koleksiyonlarda yer alan bu minyatür ağaçlar her asırda yenilenen bu müzayede ile yeni sahiplerine kavuşurlar. İçinde bulunduğumuz bu yüz yılda 17 Haziran 1997 yılında Londra’da Sotheby salonlarında yapılan müzayedede 600 yaşındaki Taxus Cuspidata cinsi porsuk ağacı 80 cm yüksekliği ile inanılmaz bir ihtişam sergilediği ve yaşının da getirdiği yüksek manevi değerden dolayı müzayede açılış fiyatı olan 50.000 Sterlin’e alıcısını bulmuştur. Ülkemizde henüz gelişmekte olan Bonsai 2000 yılı itibari ile yavaş yavaş tanınmaya başlanmıştır. 2004 yılı itibariyle kişisel girişimler ve bu sanat gönül vermiş hobicilerin de katılımı ile oluşan web forum siteleri sayesinde belirli bir çoğunluğa erişmiştir. Çoğunluğu ithal olarak Asya ülkelerinden getirilen ve genelde tropik ağaç cinslerinde oluşan bonsailer seralarda marketlerde ve alışveriş merkezlerinde satışa sunulmaktadır. Bu ağaçlar ticari bir politika izleyerek çelikten üretilip 2 yıl içinde düzenli bir bakımla satışa sunulmuş ürünlerdir. Yıllarca emek harcanarak bakılan geçek bonsai oranla ekonomik değerleri düşük olsa da doğanın minyatür görsel vizyonunu evinin veya balkonun bir köşesinde sergilemek isteyen doğa dostları için uygun ve dekoratif malzemelerdir.
Bonsai Bakımı
Bonsailer iç mekân (tropik ve suptropik) dış mekân (yaprak dökenler ve her dem yeşil olanlar)olarak iki ana kola ayrılırlar. İç mekân ağaçlar evlerin içinde ve pencere kenarlarına yakın mekânlarda bakılan ağaçlardır ısı istekleri fazladır. Düzenli bir şekilde neme ihtiyaç duyarlar. Dış mekân bonsailer ise bahçede balkonda yaprak döken ve ibreli ağaçlardır. Bu ağaçlar düzenli olarak güneş ışığı yarı gölge ve temiz havaya ihtiyaç duyarlar. Sadece geçici bir süre için evin içi[1]ne alınarak dekoratif amaçlı olarak sergilene bilirler. Bu bonsailer yılın dört mevsimini yaşarlar sert ve soğuk hava şartlarına dayanıklıdırlar. Bonsaide sulama en önemli konudur. Düzenli ve kontrollü sulanması gerekir. Sığ bir saksıda ve süzek bir toprak yapısına sahip olan bonsai kökleri aşırı nemde hassasiyet göstererek sağlık açısında riske girerek kuruyabilir. Bonsailer doğadaki ağaçlar gibi toprak içindeki besinlere ihtiyaç duyar lakin bu besinler düzenli sulama yapılan toprakta suyunda etkisi ile saksıdan akıp giderler. Bu yüzden bonsailer ilkbahar ayından sonbahar aylarına kadar 20 günde bir gübrelenerek besin konusunda desteklenirler. Bonsailer düzenli olarak budaması ve formlarının korunması adına düzenli budamaya ihtiyaç duyarlar. Sürekli gelişmekte olan bonsai zaman içinde toprak yapısının bozulmasında dolayı 2 ila 3 yılda bir saksı değişimleri yapılarak bir boy büyük saksıya aktarılırken taze ve yeni toprak karışımı ile takviye edilirler.
Bu disiplinli ve düzenli yapılan bakım sonucunda bir bonsai doğada yetişen aynı cins ve türdeki büyük akranlarında daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürer. Asırlara uzanan birçok değerli bonsai ağacı Asya ve Avrupa’daki bonsai müzelerinde sergilenmektedirler.